

Türkiye’de yaşanan deprem felaketi, insanlar üzerinde çok büyük etkiler bırakarak hayatları yerle bir etti. Yaşanan bu felaketin şiddeti, can kaybı ve yaralanmaların derecesi, felaketten etkilenenlerin yaşam koşulları ve destek hizmetlerinin kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak, insanların ne denli etkilendiğini belirleyen önemli bir faktör, deprem insanları fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik olarak etkiledi. Yaşanan kayıplar, yas sürecini de beraberinde getiriyor.
Bu felaket sürecinin etkisini atlatılması, tekrar eski yaşamına dönmesi, normal bir süreçten çok daha farklı. Tüm Türkiye’yi etkileyen yeryüzü olaylarının en büyüğünü yaşayan bir toplum olarak, yaşanılan bu felaketin etkilerinden kurtulabilmek, bu felaketin izlerini en aza indirmek, sonraki nesillerin nereden geldiğini bilmedikleri bilinçaltı kayıtlarının da oluşmasını engeller.


Bu süreçte yaşanan tüm travmalar bu nesilde çözülmediğinde, ortaya çıkan sonuç tüm nesilleri etkiler. Depremin fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik etkileri çok büyük ve sarsıcı nitelikte olabilir bu etkileri açıklamak gerekirse;
Fiziksel olarak, insanların can kaybı, yaralanma veya engelli hale gelme riskiyle karşı karşıya kalmalarına neden olabilir. Ayrıca, depremin neden olduğu hasarlar, insanların yaşam alanlarını ve günlük hayatlarını olumsuz etkileyebilir.
Depremin psikolojik etkileri
Psikolojik olarak, kaygı, korku, panik, öfke, depresyon ve travma gibi psikolojik rahatsızlıklar yaşamasına neden olabilir. Bu etkiler, depremin şiddeti, can kaybı ve yaralanmaların derecesi, felaketten etkilenenlerin yaşam koşulları ve destek hizmetlerinin kalitesi gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir.
Sosyal olarak, ailelerinden ve toplumlarından ayrılmalarına neden olabilir. Ayrıca, felaketten etkilenenlerin sosyal destek ağları ve toplumsal yapıları da zarar görebilir.
Ekonomik olarak, iş kaybı, evsizlik, maddi kayıplar ve ekonomik sıkıntılar gibi etkilere neden olabilir. Bu etkiler, felaketin şiddeti, can kaybı depremin insanlar üzerinde bıraktığı etkiler arasındadır.


Türkiye’de yaşanan bu büyük felaket depremden direkt olarak etkilenenler kadar her insanımızı yas, üzüntü ve keder ile sarsmıştır.
İnsanların hayatını, malını ve mülkünü yok eden bu felaketin uzun süreli etkileri olabilir. Yaşamlarında büyük bir değişime neden olan bu deprem sonucunda insanlar hayatlarını yeniden inşa etmek durumunda, bu süreç, sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda duygusal olarak da zorlayıcıdır. Bu nedenle, depremzedelerin ruhsal ve zihinsel sağlıklarını korumak, toparlanmalarına destek olmak için biz de depremzedelerimize ücretsiz online koçluk desteği sağlamayı vatani ve insani bir borç biliyoruz.
Koçluğun, depremzedelerin toparlanması sürecine nasıl yardımcı olabileceği hakkında birçok çalışma yapılmıştır.
Bunlar arasında;
Duygusal Destek
Koçluk görüşmeleri ile depremzedelerin duygusal ihtiyaçlarını anlamalarına yardımcı olabilir, onların hissettikleri korku, endişe, üzüntü ve depresyon gibi duyguları ele almalarına yardımcı olabiliriz.
Yeniden Yapılanma
Depremzedelerin hayatı, depremden önce ve sonra farklıdır. Koçluk görüşmeleri ile depremzedelerin yeni koşullara uyum sağlamalarına yardımcı olabiliriz. Depremzedelerin kaybettiklerinin acısını azaltmak ve hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olmak için, koçluk görüşmeleri ile onlara yararlı kaynaklar sunabiliriz.
Motivasyon
Depremden sonra umutsuzluğa kapılan bir çok insanımızın olması muhtemel bu nedenle hayatlarında bir anlam ararlar. Koçluk görüşmeleri ile depremzedelerin motivasyonunu artırmak ve yeni hedefler belirlemelerine yardımcı olabiliriz.Depremzedelerin yeniden hayata bağlanmalarını ve yüksek motivasyon seviyelerine ulaşmalarını sağlamak için koçluk, güçlü bir araçtır.
Stres
Depremzedelerin yaşadığı stres, hayatlarını olumsuz yönde etkilidir.Bu nedenle biz koçlar, depremzedelerin stres seviyelerini azaltmalarına yardımcı olabilir, stres yönetimi becerilerini öğreterek, onların daha rahat bir hayat yaşamalarına katalizör olabiliriz.
İletişim
Deprem, birçok insanın hayatında iletişim bozukluğuna neden olur. Yaşanan depremin insanlarda yarattığı korku, kaygı, endişe ile iletişimde öfke ve ani çıkışlar yaşanabilir. Biz koçlar, depremzedelerin iletişim becerilerini geliştirmelerine, sosyal bağlarını güçlendirerek daha iyi iletişim kurmalarına katalizör olabiliriz.
Sonuç olarak, koçluk görüşmeleri ile hayatlarını olumsuz yönde etkileyen suçluluk, kayıplar ve umutsuzluk gibi zorlu duygularla başa çıkmalarına yardımcı olabilir, duygusal ihtiyaçlarına, yeniden yapılanmalarına, motivasyonlarına, stres yönetimlerine ve iletişim becerilerine odaklanarak, depremzedelerin hayatlarını yeniden inşa etmelerine yardımcı olabiliriz.
Yeniden Başlamak
Yaşama yeniden bağlanma sürecinde, kayıpları ile başa çıkmak ve yeniden hedefler belirleyip hayatlarını yeniden şekillendirmek için çaba göstermeleri için koçluk görüşmeleri ile destek olabiliriz. Bu yaraların sarılması, insanlarımızın tekrar hayata bağlanmaları için biriz ve varız.


Koçluk, potansiyelin keşfedilmesi, hedeflerin belirlemesi ve bu hedeflere ulaşmak için aksiyon planları oluşturma sürecine destek olup, yaşama yeniden bağlanmaları, içsel gücünü ve potansiyelini harekete geçirmesi, kendisine güven duyması, yeniden umutlanması ve kendi hedeflerine ulaşması için gereken adımları atmasını sağlar.
Ayrıca koçluk, yaşamdaki zorlukları aşmasına yardımcı olmak için ihtiyaç duyabileceği araçları ve kaynakları belirlemesine yardımcı olabilir.
Yaşama yeniden bağlanma sürecinde koçluk, kişinin duygusal desteğe, odaklanmaya ve kendine güvenmeye ihtiyaç duyduğu bir zamanda çok faydalıdır. Koçluk, kişinin yeniden hayatına yön vermesine yardımcı olurken aynı zamanda kişinin içsel gücünü ortaya çıkarmasına da yardımcı olur. Bu süreçte, yeni başlangıçlar yapmak için gereken cesareti ve kararlılığı bulabilirler.
Koçluk, günlük yaşamlarını yeniden inşa etme konusunda, kaynaklarını doğru bir şekilde kullanarak yeniden yapılanmalarına ve depremin yarattığı stres ve kaygı ile başa çıkmalarına yardımcı olur.
Deprem sonrası ciddi psikolojik sorunlar yaşayan insanlar, profesyonel bir terapist veya danışman aracılığıyla yardım almalıdırlar.
Bununla birlikte, koçluk, daha ciddi psikolojik sorunlarla başa çıkmak için kullanılan bir tedavi yöntemi değildir.
Koçluk, bir kişinin hedeflerine ulaşması için içsel farkındalık yaratma üzerine kurulu kişisel gelişim yöntemidir.
Koçluk süreci, genellikle şu adımlardan oluşur:
İlk Değerlendirme
Koçluk süreci genellikle bir değerlendirme aşaması ile başlar. Koç, koçluk sürecine başlamadan önce, koçluk yapacağı kişiyle tanışır ve onun hedeflerini, zorluklarını, güçlü ve zayıf yönlerini anlamaya çalışır. Bu, koçun kişinin hedeflerine ve ihtiyaçlarına yönelik özelleştirilmiş bir koçluk planı hazırlamasına yardımcı olur.
Hedef Belirleme
Koç, kişinin hedeflerine odaklanarak, onun hedeflerini netleştirmesine ve somut hedefler belirlemesine yardımcı olur. Hedeflerin ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi ve zamana uygun olması önemlidir.
Planlama
Koç, hedeflere ulaşmak için bir plan hazırlar. Bu plan, kişinin güçlü yönlerini ve zayıf yönlerini göz önünde bulundurur ve kişinin hedeflerine ulaşmak için adımları içerir. Planlama aşamasında, kişiye kaynaklar sağlanabilir veya kişinin kaynaklarını yönlendirmesi için önerilerde bulunulabilir.
Eyleme Geçme
Planlama aşamasından sonra, kişi eyleme geçer ve hedeflerine ulaşmak için belirlenen adımları atar. Koç, kişiyi bu aşamada destekler, motive eder ve ilerlemelerini takip eder.
Değerlendirme
Koçluk sürecinin son aşaması, kişinin ilerlemesini değerlendirmek ve sonuçları gözden geçirmektir. Bu, hedeflerin tamamlandığından emin olmak için son bir inceleme yapılmasını içerir. Kişi, koçluk sürecinin sonunda daha fazla öz güven kazanır ve ilerlemesi için gerekli becerileri geliştirir.
Koçluk süreci, her bir kişinin hedefleri ve ihtiyaçlarına uygun olarak özelleştirilir. Koçluk, kişisel veya profesyonel gelişim alanında birçok farklı konuda kullanılabilir ve koçluk yöntemi, kişinin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir.
Psikolog ve Koçluk Mesleği Arasındaki Farklar Nelerdir?
Psikologlar ve koçlar farklı amaçlar doğrultusunda çalışan profesyonellerdir. Psikologlar, bireylerin psikolojik sorunlarını tanımlar, tedavi eder ve bu sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olurlar. Psikolojik sorunlar, depresyon, kaygı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yeme bozuklukları, madde bağımlılığı gibi konuları içerebilir.
Psikologlar, bireylerin geçmiş yaşantılarına, ailelerine ve sosyal çevrelerine de bakarak, sorunların kaynağını belirlerler. Tedavi sürecinde, bireylerin düşünce, davranış ve duygularını değiştirmelerine yardımcı olmak için bilişsel davranışçı terapi, psikanalitik terapi, insan merkezli terapi, grup terapisi gibi teknikler kullanırlar.
Koçlar ise, hedef odaklıdırlar, bireylerin veya grupların kariyer hedeflerine, kişisel gelişim hedeflerine veya herhangi bir diğer hedefe ulaşmalarına yardımcı olurlar. Koçlar, bireylerin hedeflerini belirlemelerine, planlama yapmalarına, motivasyonlarını artırmalarına ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için çeşitli teknikler kullanırlar.
Bu teknikler arasında, güçlü yönlerin keşfedilmesi, öz değerlendirme, kişisel liderlik, zaman yönetimi, iletişim becerileri, etkili takım çalışması ve stres yönetimi teknikleri bulunabilir.
Kısacası, psikologlar bireylerin zihinsel sağlıklarına odaklanırken, koçlar genellikle hedeflere ulaşmak için güçlü sorular ile insanlara hedeflerini gerçekleştirebilecek potansiyelin kendilerinde var olduğunu kabul ederler ve cevabı buldurma yönünde farkındalık yaratırlar.
Her iki meslek de bireylerin hayat kalitesini artırmaya yardımcı olmak için birbirini tamamlayıcı roller üstlenir.
Danışmanlık ve Koçluk Mesleği Arasındaki Farklar Nelerdir?
Kişisel veya işle ilgili bir dizi konuda yardıma ihtiyaç duyan insanlara farklı yaklaşımlar sunan iki farklı hizmettir.
Danışmanlık, genellikle belirli bir konuda uzmanlığı olan bir kişinin danışanlara tavsiyelerde bulunduğu bir hizmettir. Danışmanlar, genellikle müşterilerinin belirli bir sorun veya zorlukla karşı karşıya kaldığı durumlarda yardımcı olmak üzere işe alınır. Danışmanlar, müşterilerine belirli bir konuda bilgi ve uzmanlık sunarlar ve müşterilerine sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak için çeşitli tavsiyelerde bulunurlar.
Koçluk ise, kişisel veya mesleki gelişim hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak için koç ile birlikte çalışan kişilere yardımcı olmak için kullanılan bir hizmettir. Koçlar, danışmanlardan farklı olarak, genellikle müşterilerine tavsiye vermezler.
Bunun yerine, koçlar, müşterilerinin hedeflerini belirlemelerine, bu hedeflere ulaşmak için adımlar atmalarına ve kendi potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmak için sorular sorarlar. Koçlar, müşterilerinin kendi kendilerine çözümler üretmelerine yardımcı olurken, müşterilerin kendi cevaplarını keşfetmelerine ve sorunlarına kendi bakış açılarından çözüm bulmalarına yardımcı oluyor
Özetle, danışmanlık genellikle belirli bir konuda uzmanlık sunarken, koçluk ise müşterilerin kendilerine yönelik potansiyellerini keşfetmelerine ve kendi hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur.
Depremzedelere destek olmak için birçok farklı yolla koç olarak yardımcı olabilir, kendi yetenekleri doğrultusunda hangi yöntemi kullanacaklarına karar vererek, depremzedelere en iyi şekilde yardımcı olabiliriz.