Çoğunlukla kendimizi başkalarının bizi yargıladığından daha sertçe yargılama eğilimindeyiz. Sadece eylemlerimizi değil, düşüncelerimizi ve duygularımızı da yargılar ve eleştiririz. Ayrıca, başkalarını da kendi vizyonumuza göre yargılarız. Sonra da, diğerlerini yargıladığımız için kendimizi yargılamaya başlarız. Bir başkası tarafından yargılanmak ne kadar rahatsız edici ise başkalarını yargılamamız da aynı şekilde rahatsız edici bir durumdur.
Her şeyi kendi ideal vizyonumuzun ve ideallerimizin kıstasıyla ölçüp kıyasladığımız zaman, her şey yetersiz kalır, çünkü bu, ideal bir dünya değildir –bu büyüyen, hatalar yaparak öğrenen ve tekâmül eden gerçek insanlarla dolu gerçek bir dünyadır.
Her birimiz, ana babamızdan ve çevremizden aldığımız ya da aldığımızı SANDIĞIMIZ eleştri ya da suçlamaları içselleştirme eğilimindeyiz. Daha sonra, bizi yargılar görünen ama sadece ayna görevi yaparak, düş kırıklığımızı bize yansıtan bu yargılarımızı diğer insanlara yansıtırız.
İdeallerimiz ne kadar yüksekse, kendimizi yargılamaya da o kadar eğilimli oluruz. İdeallerimizin baskısını ve sürekli kendimizi kanıtlama ve düzeltme ihtiyacını hisseder, yetersiz kalmaktan, kendi standartlarımızı karşılayamamaktan korkarız. İronik bir biçimde, vizyonu en yüksek olanlarımız, kendine az değer verenler olabilirler. Kendimizi daha sertçe yargılama eğilimi göstermedikçe, sanki bizim iç dürtülerimizi temsil eder gibi, bizi eleştiren insanları hayatımıza daha çok çekeriz.
Yargılar bizim önümüzü keser, iç savunmalar, direnç ve negatif kalıplar oluşturur. Yargılardan kurtulmak değişim yolunu açar.
Bir kez sınırlarımızı aştığımızda onları kabul ederiz.
Brendın Frensis
Ne güzel söylemiş çünkü insanlar her türlü duruma alışırlar. Her şeyin minik bir adımla başladığı gibi. Araç kullanmadan önceki seni hatırlıyor musun ne kadar korktuğunu başaramayacağını düşündüğünü şimdi kullanabiliyorsun. Ne kadar zamanda acemiliği attın dur tahmin edelim ortalama 6 ay bir sonraki 6 ay da daha da geliştin artık daha iyisin
Deneyim ve uygulama yoluyla yargısızlık ile uyum içine girmenize yardımcı olabilecek birkaç öneriyi sizlerle paylaşmak isterim.
Öncelikle,
Dünyayı ve kendinizi, herhangi bir evrensel doğru yerine, kendi değerlerinizin kıstasıyla nasıl ölçtüğünüzü gözlemlemek için kısa bir süre ayırın.
Yakınlarda olmuş ve kendinizi yada bir başkasını yargıladığınız bir olayı düşünün. Bu basit uygulamayı zihninizde canlandırın:
Kendi kendinize,
“Bu veya şu nedenle kendime ve bir başkasına yönelttiğim tüm yargıları terk ediyorum.” diyerek. Gördüğünüz ve size uymayan bireyleri, durumları farklılıklarıyla kabul edin. Çünkü dünya da birçok farklı karakter, kültür ve yaşam var.
Kendi kendinize bunu söylerken derin bir nefes alın ve nefes verirken, benzeri sorunlar yüzünden kendinize yönelttiğiniz tüm yargıları, o solukla birlikte dışarı attığınızı hissedin. Kendinize ve sadece sizi yansıtan, başkalarına yüklediğiniz yargılardan kurtularak, kendi kalıplarınızdan kurtulmaya da yardım etmiş olursunuz.
Yargılamayı bırakmak
Çoğunuz yaptıklarınızın ideallerinizi karşılamadığı ve diğerleri karşısında yetersiz kaldığınızı hissettiğiniz için “kendinizi zihninizde dövme eğilimi gösteriyorsunuz. Kendinizi hırpaladığınız zamanlarda kendinize fiziksel olarak vurduğunuzu ve etkili hakaretler yağdırdığınızı imgeleyin. Kendine saldırı eğilimini abartmak ve onu açıkça belirterek durumu fark etmek çok çabuk çözüm sağlar. Bu süreç ayrıca, daha güçlü bir kendini koruma duygusu ve özsaygı meydana getirir.
Bu alıştırma sürekli bir uygulama olarak önerilmez, sadece kendinizi zihnen dövme eğilimini görmenize ve ondan kurtulmanıza, yardımcı olacak geçici bir araç olarak kullanabilirsiniz. Sadece kendinizi bir şefkat ve mizah duygusuyla “dövebildiğinizi” imgelediğiniz zaman, kastedilen içsel alıştırmayı yapıyorsunuz demektir.
Koçluk çalışmalarında birey tam ve bütün olarak kabul edilir. Koçlar yargılamadan, empatik iletişim kurarak dinler ve kendi kimliğini seans dışında bırakır. Kendinizi zihninizde yargılıyor ve var olan sorunlarınızı çözüme kavuşturamıyorsanız. Bu konu için de koçluk desteği alabilirsiniz. Yargısız günler…
Bilgi Akademi
25 yılı aşkın bir süredir bireysel gelişim ve danışmanlık hizmetleriyle birlikte Bilgi Akademi çatısı altında Koçluk ve Bireysel Gelişim Eğitim ve Hizmetleri vermektedir.
Bilgi Akademi’de verilen eğitimler İstanbul Gedik Üniversitesi akreditasyonu ve kalitesi ile verilmektedir.
Kurumumuz ICF (MCC) ünvanlı koç Nursel KALENDER tarafından kurulmuş olup, verilen koçluk eğitim ve hizmetleri Koçluk Etik Standartlarına uygun olarak verilmektedir.